top of page

ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE MARUZ KALINAN AKRAN ZORBALIĞININ BİREYLERİN YAŞANTILARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Bu yazı içerisinde bahsi geçecek olan konu akran zorbalığı ve özellikle çocukluk ve ergenlik dönemlerinde bu eyleme karşı maruziyetin bireylerin hayatları üzerinde bıraktığı yahut bırakabileceği, genellikle olumsuz, etkileridir. Akran zorbalığı ifadesi günümüzde hemen hemen çoğu insan tarafından duyulan hatta farkında olarak ya da olmayarak bireylerin hayatlarında en az bir kez maruz kaldığı ya da maruz bırakan kişi konumunda bulunduğu bir eylemdir. Bu yazıda genel olarak çocukluk ve ergenlik döneminde karşı karşıya kalınan akran zorbalığının etkileri üzerinde durulacak olsa da bu durumun, genel algının aksine, yalnızca bu dönemler ile sınırlı kalmayıp kişilerin yetişkinlik hayatlarında da maruz kalabilecekleri bir eylem olduğu gerçeğini unutmamak gerekir.

Öncelikle yazının ana konusu olan zorbalığın tam olarak ne ifade ettiğine bakılırsa, bu alan üzerine yapılan çalışmaların öncüsü olarak tanınan Norveçli psikolog Dan Olweus zorbalık eylemini “kendini savunmakta güçlük çeken bir kişiye yönelik bir veya daha fazla kişinin kasıtlı ve tekrarlayan olumsuz (hoş kabul edilmeyen veya incitici) davranışlar bütünü “ şeklinde tanımlamış ve bunu sosyal dışlanma, fiziksel zorbalık ve sözel zorbalık olmak üzere üç ayrı şekilde gruplandırmıştır. Sosyal dışlanma olarak adlandırılan zorbalık, bir kişiyi ırkından, fiziksel özelliklerinden vb. durumlarından ötürü dışlamak yahut bir kişi hakkında asılsız söylentiler yayarak, iftira atarak, onun dışlanmasına sebep olmak gibi davranışları içerirken fiziksel zorbalık türünde bir kişiye yönelik öfke ve şiddet davranışları görülmektedir, sözel zorbalık türü ise daha çok hakaret ve alay barındıran söylemler içeren davranışlardan oluşmaktadır. Genel literatüre bakıldığında bu kasıtlı ve hoş olmayan davranışı sergileyen kişi zorba, bu davranışlara maruz bırakılan kişi ise mağdur olarak adlandırılmaktadır. Bireylerin gerek psikolojik gerekse sosyal ve karakteristik gelişimleri açısından oldukça büyük bir önem arz eden çocukluk dönemlerinde yaşıtları tarafından bu tarz davranışlara maruz kalmaları onların gelişimsel süreçlerini ve sağlıklarını olumsuz yönde etkilemektedir.

Avustralya’da zorbalığın öğrencilerin sağlıkları ile ilişkisini incelemek amacı ile yapılan bir araştırmada yaşları 8 ila 12 arası değişen 220 öğrenci ile birlikte çalışılmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin %8.14’ lük kısmı haftada en az bir kez yahut daha fazla olarak arkadaşları tarafından zorbalığa maruz kaldığını ifade etmiştir. Öğrencilerin sağlık durumlarına bakıldığında intihar düşüncesi içeren şiddetli depresyon, anksiyete ve buna bağlı olarak gelişen somatik ağrıların mağdur konumunda olan öğrenciler ile yüksek korelasyon gösterdiği tespit edilmiştir.

Karşı karşıya kalınan zorbalığın negatif etkileri ne yazık ki yalnızca bu mağduriyetin deneyimlendiği çocukluk yıllarında değil bireylerin yetişkinlik yaşamlarında da hakimiyetini sürdürmektedir. Çocuklukta karşı karşıya kalınan akran zorbalığının ve aile içi kötü muamelenin yetişkinlik döneminde sahip olunan mental sağlığa etkilerini karşılaştırmak üzere yapılan bir diğer araştırmada İngiltere ve Amerika’dan katılımcıların bulunduğu oldukça büyük bir örneklem üzerinde çalışılmıştır. Bu araştırmadan elde edilen verilere göre çocukluğunda akran zorbalığına uğramış kişilerin, erken yetişkinlik dönemlerinde, zorbalığa maruz kalmamış kişilere kıyasla büyük oranda depresyon, anksiyete, kendine zarar verme ve intihar gibi ciddi problemler yaşadığı görülmüştür. Yine aynı araştırmada gözlemlenen bir diğer şey ise çocukluk döneminde akran zorbalığına maruz kalmış bireylerde görülen psikolojik problemlerin (depresyon ve çeşitli anksiyete bozuklukları gibi) ebeveynlerinden kötü muamele görmüş bireylere oranla hayatlarında daha uzun vadeli bir etkiye sahip olduğudur ki bu sonuç da bizlere akran zorbalığının ciddiyetini ve bu konuda daha fazla farkındalık sahibi olunması gerektiğini gösterir.

Zira, kanımca günümüzde ebeveynlerin kötü ve yanlış tutumlarının çocuklar üzerinde bıraktığı etkiler, travmalar vs. sık sık tartışılır ve nispeten daha genel bir kesim tarafından bilinirken akran zorbalığı konusu geri planda kalmış ve bireyler üzerinde bıraktığı ciddi etkiler göz önüne alındığında gerekli ehemmiyeti görememiş bir konumdadır. Kaldı ki akran zorbalığının negatif etkilerini yalnızca yukarıda bahsettiğim etmenlerle sınırlandırmak pek de mümkün olmayacaktır. Akran zorbalığından sebeple yaşanılan gerek fiziksel gerekse psikolojik sağlık problemlerinin bireylerin yaşantılarını sosyal, akademik ve profesyonel çalışma hayatı başta olmak üzere daha pek çok çeşitli açıdan da olumsuz etkileyeceği büyük bir olasılık taşımaktadır. Tüm bunlar göz önüne alındığında günümüzde de oldukça yaygın bir sorun olan akran zorbalığına karşı toplumun her kesiminden ve her yaş grubundan bireyde farkındalık oluşturmak oldukça büyük bir önem arz etmektedir. İşin bu kısmında ise, öğretmenlere, okulların rehberlik birimlerinde görev alan kişilere, ebeveynlere ve tabi ki biz geleceğin psikologlarına düşen görev büyüktür.



Yararlanılan Kaynaklar

1- Lereya, S. T., Copeland, W. E., Costello, E. J., & Wolke, D. (2015). Adult mental health consequences of peer bullying and maltreatment in childhood: two cohorts in two countries. The Lancet Psychiatry, 2(6), 524-531.

2- Olweus, D. (1993). “ Bullying At School: What We Know and What We Can Do” . Oxford: Blackwell.

3- Olweus D, Limber SP. Bullying in school: evaluation and dissemination of the Olweus bullying prevention program. Am J Orthopsychiatry 2010;80(1):124–34.

4- Slee, P. T. (1995). Bullying: Health concerns of Australian secondary school students. International Journal of Adolescence and Youth, 5(4), 215-224.


9 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page