top of page

İLİŞKİ BAĞIMLILIĞI

İlişki bağımlılığı günümüzde oldukça popülerleşmiş bir olgudur ve “toksit ilişki” olarak da adlandırılır. Çiftlerden birinin diğerine muhtaç hissetmesi, partnersiz yaşayamayacağını düşünmesi, aileden/arkadaşlıklardan uzaklaşması, bireysel yaşantıyı sıfıra indirmesi gibi etkenler ilişki bağımlığının kanıtlarıdır. Birçok durumda ilişkinin iki üyesi de bu his ve davranışlara sahip olabilir.

İlişki içinde her iki taraf da psikolojik olarak zarar görür. İlişki bağımlılığını sahip partnerler çoğu zaman kaygılı, korku dolu ve mutsuzdur. Kendilerini değersiz ve yetersiz hissederler. Aynı ayna hem suçlu hem de masum olduklarını düşünebilirler. Ayrılmak, bağımlı bir ilişkide olan kişi ya da kişiler için bir kâbus gibidir. Bu yüzden çoğu zaman sonu ayrılmaya gidecek durumlardan kaçarlar ve problemlerini çözemezler. Fakat etkili bir psikoterapi ile ilişki bağımlılığı ortadan kaldırılabilir ve sağlıklı ilişki yaşanabilir.

İlişki Bağımlılığının Sebebi

İlişki bağımlığının en yaygın görülen iki nedeni vardır: Çocukluk döneminde anne-baba ve çocuk arasındaki bağlanma sırasında oluşan problemler ve nörobiyolojik sebepler.

Bebeklik ile çocukluk döneminde ebeveynler ve çocuk arasındaki ilişki çocuğun ileriki hayatı için büyük önem taşır. Kişinin bu dönemlerde ailesinden yeterince ilgi ve sevgi görmemesi, kişinin sonrasında bu duyguları başkalarına gösterememesi ya da başkalarından görmeye muhtaç olmasına yol açabilir. Bağlanma Teorisine göre çocuklar, hayatlarının ilk birkaç yılında ailelerinin ‘çocukluk sinyallerine’ verdikleri dönütlere bağlı olarak bir bağlılık tarzı geliştirir. Bu bağlılıklar üçe ayrılır: Güvenli, kaçıngan ve kaygılı bağlanma. Güvenli bağlanma sağlıklı olandır ve uygun dönütler verebilen aileler sayesinde oluşur. Kaçıngan bağlanma yeterli dönüt veremeyen aileler sonucu oluşur. Kaygılı bağlanma ise, değişken dönütlerin alındığı ve çocuğu dönütleri tahmin etmede başarısız kılan bir bağlanma biçimidir. Bu üç bağlanma stili arasında ilişki bağımlılığına yol açtığı tahmin edilen bağlanma biçimi kaygılı bağlanmadır. 1990 yılında yapılan bir araştırma, kaygılı bağlanma stiline sahip yetişkinlerin ilişkilerinde daha çok kendini feda ettiğini ve saplantılı kaygılara sahip olduğunu gösterdi (Bockmann & Sanches, 2022). Fakat bağlanma probleminin sebebi her iki cinsiyet için de farklı olabilir. Araştırmalar gösteriyor ki kadınlar ve erkekler ailelerinin farklı etkileri yüzünden ilişki bağımlılığı yaşarlar. Örneğin, kadınlar gelişimlerinin erken dönemleri sırasında düşük empati yeteneğine sahip anlayışsız anne babalara sahip olmaları yüzünden ilişki bağımlılığı yaşarken erkekler; zayıf ebeveyn ilgisi ve aşırı korumacı, müdahaleci anneler yüzünden ilişki bağımlılığı yaşıyor (Schaeffer, 1987).

İlişkini bağımlılığın nörobiyolojik kısmını açıklamak ise şöyle mümkün: Âşık olmanın kişideki etkisi beyindeki bazı karakteristik biyokimyasal tepkilerle yakından bağlantılıdır. Bu tepkiler serotonin, dopamin, oksitosin gibi bileşikleri içerir. Serotonin refah duygusuyla, dopamin ödüllendirilme duygusuyla bağlantılıyken, oksitosin ise güven ve sevgi duyguları ile ilgilidir. Aynı şekilde uyuşturucu bağımlılığının da beyinde benzer tepkilere sebep olduğu araştırmalarla ortaya koyulmuştur. Kısaca, aşk ve bağımlılık duygularının arasında beyinde benzer biyokimyasal tepkilere yol açmaları gibi bir benzerlik ortaya çıkmıştır.

Bağımlı Bir İlişkide Olduğunuzu Gösteren İşaretler

Eğer aşağıdaki özelliklerden birkaçına sahipseniz, ilişki bağımlılığı yaşıyor olmanız muhtemeldir (Schhaffer, 1987).

1. Başkalarının isteklerini kendi hayatına uygulamak.

Kişi, kendisine uyup uymadığına bakmaksızın partnerinin istediği şeyi kendi hayatına uyarlayabilir. Bu kimi zaman kişinin saç renginin partnerinin istediği bir renk olması gibi küçük bir detayken kimi zaman partnerin istediği mesleği seçmek gibi büyük bir karar olabilir.

2.Çözümü kendi dışında aramak.

Bazen kişiler kendinde olan eksikleri başkaları ile tamamlamaya çalışır. Kendi hatalarını ya da problemlerini gizlemek için partnerlerini kullanırlar. “Partnerim sorumlu biri olsaydı, ilişkimiz bu halde olmazdı.”, “Eğer bana yeterince ilgi gösterseydi, aldatmazdım.”, tarzı cümleler bu durumun örneklerindendir. Fakat kişinin yapması gereken, partnerini suçlamayı bırakıp kendindeki hatayı bulmaya çalışmaktır.

3. Tamamlanmış hissetmek için başkasının varlığına ihtiyaç duymak

Özgüvensiz yetiştirilmiş bireylerde sıkça görülen bir durumdur. Kişi kendisini asla tam hissedemez. Sürekli partnerine ihtiyaç duyar. “O olmadan yaşayamam.”, “Onsuz bir hiçim.” bağımlı bir ilişki yaşayan kişinin partnerinden bahsederken kurduğu örnek cümlelerdendir.

4. Partnerine sınır koyamamak.

İlişkide her iki taraf da bir bireydir ve bazı sınırlara sahiptir. Bağımlılığının yaşandığı ilişkilerde, kişiler birbirlerinin sınırlarına saygı duymazlar. Bu duruma şunlar örnek gösterilebilir: Partnerin hayatındaki insanlara karışmak, partnerin hal ve hareketlerine karışmak, partnerin yerine kararlar almak…

5. Terk edilme korkusu

Çocuklukta ebeveynleri ya da bakım vereni ile sağlıklı bir bağ kuramamış ya da hayatında bu konuyla ilgili bir travma yaşamış kişilerde gözükür. Kişi ilişkisinde, terk edilebilirim korkusuyla hislerini açıklayamaz, düşüncelerini söyleyemez. Olmadığı bir kişi gibi davranır.

6. Olayları akışa bırakmaktan korkmak

Fazla kontrolcü olmak olarak da değerlendirilebilir. Kişiler, planlanmayan olaylardan korkar ve bunun ilişkiye zarar vereceği düşüncesi içinde olurlar.

7. Koşulsuz sevilmeyi istemek ve beklemek

Kişiler, hatalarına ve kusurlarına rağmen sevilmeyi beklerler. Kendilerini düzeltmeye çalışmazlar. Gerçek aşkın koşulsuz olacağına inanırlar. “Ben böyleyim.”, “Seven böyle sevsin.” Bu duruma örnek cümlelerdendir.

İlişki Bağımlılığının Tedavisi

Öncelikli şart, kişinin bu durumu kabullenip yüzleşmesidir. Sonrasında bağımlılığının boyutuna bağlı olarak bir yardım alması gerekebilir.

İlişki bağımlılığı henüz resmiyette bir ruh hastalığı olarak tanımlanmadığı için, tedavisine ve olası tedavilerin yeterliliklerine dair çok bir bilgi bulunmamaktadır. Fakat, mevcut tedavi yöntemlerinin ilişki bağımlılığında da kullanılabileceği öngörülmüştür. Bu tedaviler, self-help (kişisel gelişim) kitapları ya da grupları; twelve-step programs (on iki aşamalı programlar) gibi bağımlılıklarla mücadele etmeye yardım eden uluslararası yardım programları olabilir. Ya da kişiler bireysel ve/veya ilişki terapileri alabilirler.

Bilişsel Davranışçı Terapi uygulaması, kişiye yardımcı olabilecek terapilerden biridir. Bu terapi yöntemi, kişinin ilişkide hissettiği duygu ve düşünceleri gerçekler ile değiştirmeyi amaçlar. Örneğin, ilişki bağımlılığına sahip biri, kendini partnerine muhtaç hisseder ve sürekli şöyle söyler: “O olmadan ben bir hiçim.”. BDT ile bu düşünce şuna dönüştürülür: “Ben o olmadan da varım.”.

Bir diğer psikoterapi uygulaması ise Akılcı Duygusal Davranış Terapisidir. Bu terapi yönteminde ise önce kişinin sahip olduğu duygu ve düşünceler tanımlanır, ardından bunların gerçeklikleri ölçülür, sonrasında ise bu duygu ve düşünceler daha sağlıklı halleriyle yer değiştirilir.

Şu unutulmamalıdır ki ilişki bağımlılığı tedavi edilebilecek, üstesinden gelebileceğiniz bir durumdur. Bağımlı ilişkiyi kabul etmeniz sizin için en büyük adımdır. Sonrasında, kişisel gelişim ve psikoterapi sayesinde bu bağımlılıktan kurtulabilirsiniz. Bağımlılıktan kurtulup kendi değerinizin farkına vardığınızda, sağlıklı ilişkiler kurmak sizin için çok kolay olacaktır.


Kaynakça

-Bockmann, T., & Sanches, M. (2022). Love Addiction. In Behavioral Addictions: Conceptual, Clinical, Assessment, and Treatment Approaches (pp. 147-160). Cham: Springer International Publishing.

-Earp, B. D., Wudarczyk, O. A., Foddy, B., & Savulescu, J. (2017). Addicted to love: What is love addiction and when should it be treated?. Philosophy, psychiatry, & psychology : PPP, 24(1), 77–92. https://doi.org/10.1353/ppp.2017.0011

-Pontes, H. M. (Ed.). (2022). Behavioral addictions: conceptual, clinical, assessment, and treatment approaches. Springer Nature.

-Schaeffer, B. (2009). Is it love or is it addiction: the book that changed the way we think about romance and intimacy. Simon and Schuster.




9 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page