top of page

ALIŞVERİŞ BAĞIMLILIĞI VE NARSİZİM

Onyomani olarak da bilinen kompulsif satın alma bozukluğu, kişinin kontrol edilemez bir şekilde ihtiyaç ve kullanılabilirlik gibi koşulları gözetmeksizin dürtüsel bir şekilde alışveriş yapmasıdır. Birçok insan için alışveriş yapmak günlük yaşamın rutin bir parçasıyken, bu eylem kompulsif satın alma bozukluğuna sahip bireyler için durdurulamaz, kontrol edilemez ve tamamen dürtüsel bir noktadadır, aynı zamanda kişi için oldukça zaman alıcı ve pahalı bir aktiviteye dönüşür. Donald W. Black’in yaptığı araştırmaya göre bu satın alma eylemi dört aşamadan oluşmaktadır:

1) anticipation (beklenti)

2) preparation (hazırlık)

3) shopping (alışveriş)

4) purchase (satın alma).

İlk aşamada kişi spesifik bir eşyaya sahip olma ve genel olarak alışveriş yapma eylemiyle ilgili düşünceler, dürtüler ve kaygılar geliştirmeye başlar. İkinci aşamada kişi kendini alışverişe ve para harcamaya hazırlamaya başlar, bu aşama nereye ve ne zaman gideceğini, nasıl giyinmesi gerektiği ve hangi kredi kartını kullanacağı gibi detaylı soruları içerir. Üçüncü aşama asıl satın alma eylemini içerir, bu aşamada kişi aşırı bir heyecana kapılır hatta bazı durumlarda bu aşırı heyecan kişide cinsel dürtülerin uyanmasına yol açabilir. Son olarak, dördüncü aşama kişinin asıl satın alma işlemini gerçekleştirdiği aşamadır ve genellikle kişinin kendisiyle ilgili hayal kırıklığına uğramasıyla sonuçlanır (Black. 2007). Bu dört aşamalı eylem genellikle yoğun yaşanan olumsuz duygulardan kaynaklanır ve bu bozukluğa sahip bireylerin sosyal, kişisel ve finansal zorluklarla karşılaşması ile sonuçlanır (Kellet & Bolton, 2009). Alışveriş yapmak kendini ifade etmenin pozitif bir yolu olarak tanımlansa da aşırıya kaçması durumunda kişinin hayatında büyük bir tehdit unsuru oluşturur. Bu aşırı tüketme ve para harcama durumu, kişilerin erken dönemde yaşadıkları çocukluk travmalarını, zarar görmüş ilişkilerini ve tükenmişliklerini yatıştırmak için oluşturdukları bir başa çıkma mekanizması olarak da görülebilir (Edman & Berndt, 2018). Mükemmeliyetçilik, onaylanma ihtiyacı, negatif hisleri istenildiği gibi tolere edememek, kişinin içindeki boşluğu doldurma ihtiyacı, heyecan arayışı ve kontrolü elinde tutma isteği, kompulsif satın alma bozukluğunun sebeplerinden sadece birkaçıdır. Yine de bu dürtüsel satın alma durumu her zaman negatif olarak değerlendirilmez, zaman zaman pozitif olduğu durumları da gözlemlemek mümkündür (hasta bir arkadaşa alınan spontane bir hediye vb.) ancak genellikle insanların ekonomilerini yönettiği mantık ilkelerine zarar verdiğinden ve çoğu kişinin sınırlı ekonomik kaynakları olduğundan bu dürtüsel hareket satın alma sonrası pişmanlık ve tatminsizlikle sonuçlanır (Rook& Hoch, 1985). Ancak bu olumsuz sonuçlar onları yine de alışveriş yapmaktan alıkoymaz aksine bu kişiler zamanla alışveriş yapmadan kendilerini iyi hissetmemeye başlarlar. Bir beyin anomalisi olarak tanımlanan aşırı harcamanın getirdiği mutsuzluk hali 1994 yılında yayınlanan bir makaleye göre şöyle açıklanmaktadır: aşırı ve dürtüsel harcama yapan kimselerde iletken bir hormon olan serotonin, bu bozukluğa sahip olmayan kişilere kıyasla daha az üretilmektedir. Kompulsif satın alma bozukluğuna sahip bireyler genel olarak tekil bir şekilde alışveriş yapma eğilimindedirler çünkü bu dürtüyü onlarla aynı ölçüde yaşamayan insanlar karşısında büyük bir utanç duyarlar. Kompulsif satın alma bozukluğu anksiyete, duygusal bozukluk, madde bağımlılığı, yeme bozukluğu, parkinson ve narsisizm gibi birçok diğer hastalıkla birlikte görülebilir. Bunlardan en çok öne çıkan dürtüsel satın alma ve narsisizm ilişkisidir. Narsisizm kişinin kendisini diğerlerinden daha üstün ve görkemli görmesi şeklinde karakterize edilebilir. Narsist bireyler kendilerini özel, her konuda hak sahibi ve diğerlerinden üstün olarak görmekle birlikte bu abartılı benlik algısını diğer kişilere de kanıtlama eğilimindedirler (Cai & Shi & Fung & Luo, 2015). Bu kişilerin kendi benlik algılarını geliştirdikleri çeşitli yollar arasında, satın alma işlemi önemli bir pozisyona sahiptir. Bir kişinin sahip olduğu mal varlığı, o kişinin görünürdeki statüsünü hem kendisi için hem de başkaları için yükseltebilir, görkemli bir öz imaj yaratabilir ve başkalarının birey hakkında görüşlerini önemli ölçüde etkileyebilir(Sedikes & Cisek, 2007). Narsist bireyler de yüksek materyalizm, zenginlik, şöhret ve olumlu bir imaj yaratmaya karşı oldukça güçlü bir istek duyduklarından özellikle sembolik, özel ve kişiselleştirilmiş ürünler satın alarak kendi öz imajlarını geliştirme eğilimindedirler (Cai & Shi & Fung & Luo, 2015). Özellikle materyalizmin narsist eğilimleri daha da güçlendirdiği bir gerçektir; kendi kendine yeterlilik veya özerklik, bencillik, rekabet gücü, yardım etme isteksizliği ve zayıf kişilerarası iletişim bunlara örnek olarak gösterilebilir. (Can & Er, 2019) Bu durum Cisek’in 2011 yılında yayınladığı makalesindeki deneyde şöyle açıklanmaktadır: kişilere yedi farklı ürün için bu ürünlerin iki alternatifini içeren açıklamalı ve resimli ürün örnekleri gösterilmiştir. Bir versiyonda ürün daha gösterişli fakat kullanışsızken diğerinde ürün daha pratik fakat daha az ihtişamlıdır. Tüketici tercihlerine bakıldığı zaman bu deneyde narsist olarak tanımlanan kişilerin satın aldıkları ürünlerde pratikliği göz ardı ettiği ve ürünün ihtişamına daha çok önem verdikleri görülmüştür ( Can & Er, 2019). Fakat bunlar yine de narsisizmin altında yatan güvensizlikleri ve ego kırılganlıklarını rahatlatma konusunda kesin bir çözüm olamayacağı ve sadece anlık bir zevk vereceğinden bu durumun daha da problematik bir sürece dönüşmesine sebep olur.Yapılan araştırmalara göre kompulsif satın alma bozukluğunun tedavisi durumunda ilk başta bu bozukluğa eşlik eden diğer hastalıklar (depresyon vb.) tespit edilmelidir. Tespit edilen diğer hastalıklar doğrultusunda bu durum ilaç tedavisiyle mümkün olabilir fakat tek başına kompulsif satın alma bozukluğunun ilaçla tedavisi mümkün değildir. Bunun yerine terapi ve grup çalışmalarına başvurulabilir. Aynı zamanda Black’e göre kişi bu bozukluğa sahip olduğunu kabul ederek, bu bozukluğu besleyen kolay ulaşabildikleri kredi kartlarından kurtularak, yanlarında böyle bir eğilime sahip olmadığından emin oldukları bir tanıdıklarıyla alışveriş yaparak ve boş zamanlarını alışveriş yapmak yerine daha verimli aktivitelerle geçirerek kendi kendilerini tedavi etme noktasında önemli bir rol oynayabilirler.( Black, 2007)


References -Black DW. A review of compulsive buying disorder. World Psychiatry. 2007 Feb;6(1):14-8. -Cai H, Shi Y, Fang X, Luo YL. Narcissism predicts impulsive buying: phenotypic and genetic evidence. Front Psychol. 2015 Jul 7;6:881. -Can, P., & Er, D. (2019). Narsisizm İle Marka Bağlılığı ve Taklit Ürün Satın Alma Eğilimi Arasındaki İlişkiler. ÇOMÜ Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, 147-166. -Kellet, S., & Bolton, J. V. (2009, February). Compulsive Buying: A Cognitive–Behavioural Model. -Rook D. W., Fisher R. J. (1995). Normative influences on impulsive buying behavior. J. Consum. Res. 22 305–313. -Sedikides C., Gregg A. P., Cisek S. Z., Hart C. M. (2007). The I that buys: narcissists as consumers. J. Consum. Psychol. 17 254–257

32 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page